TA5ZD - Telsiz Maceralarım ve Deneyimlerim
📡 TA5ZD - Telsiz Maceralarım ve Deneyimlerim
"Havadan Gelen Dostluklar"
Merhaba telsiz sever dostlar! Bu sayfada, yıllar içinde yaşadığım en özel amatör telsiz deneyimlerimi sizlerle paylaşıyorum. Her biri benim için birer hazine değerinde olan bu anılar, belki sizlere de ilham verir.
⚡ Unutulmaz İlklerim
İlklerin Heyecanı: TA5ZD'nin Telsiz Dünyasındaki Unutulmaz Başlangıçları
Her hobinin bir başlangıç hikayesi vardır ve telsizcilik serüvenim de unutulmaz ilklerle dolu. O ilk heyecanlar, ilk başarılar, bazen de ilk aksilikler... Tüm bunlar, bu tutkuya olan bağlılığımı pekiştiren ve beni bugüne getiren temel taşlardır. İşte TA5ZD'nin frekanslardaki ilk adımları ve hafızama kazınan o anlar:
İlk Mikrofon Tutuşum ve "CQ" Deme Cesareti
Telsiz amatörlüğü sınavını geçip lisansımı aldığımda, elimde bir telsiz cihazı vardı ama konuşmak bambaşka bir heyecandı. Mikrofonu elime aldığım ilk anı asla unutamam. Sanki tüm dünya beni dinliyormuş gibi hissediyordum. Titreyen bir sesle, defalarca prova yaptığım o sihirli kelimeyi söyledim: "CQ, CQ, CQ, burası TA5ZD, çağrı yapıyor."
Birkaç saniye süren sessizlik, sanki bir ömür gibi gelmişti. Sonra o an geldi: "TA5ZD, burası TA2..., seni duyuyorum!" O anda içimde hissettiğim sevinç ve rahatlama, kelimelerle ifade edilemezdi. Sadece "Alo" demeyi başarmıştım ama bu, benim için telsiz dünyasına açılan kapıydı. Bu ilk temas, telsizciliğin sadece bir cihazdan ibaret olmadığını, aynı zamanda insanlarla bağ kurmanın büyülü bir yolu olduğunu anlamamı sağlamıştı.
İlk Anten Kurulumu ve "Sihirli İpler"
Telsizciliğe başlamanın en heyecan verici ve bir o kadar da çetrefilli adımlarından biri, ilk anteni kurmaktı. Bir dipol anten almış, çatıda onu nereye asacağımı, nasıl germem gerektiğini düşünüyordum. Kablolar, bağlantılar, izolasyonlar... Her biri yeni bir bilgi gerektiriyordu. Babamla birlikte saatlerce uğraşmış, komşuların meraklı bakışları altında telleri germeye çalışmıştık.
Anten nihayet kurulduğunda, telsizi açıp ilk sinyali dinlediğimde duyduğum o fısıltı ve zayıf sesler, benim için birer sihirli ip gibiydi. Gökyüzüne uzanan bu teller aracılığıyla, dünyanın başka bir yerinden gelen sesleri duyabiliyordum. O an anladım ki, telsizcilik sadece elektronik değil, aynı zamanda biraz da mühendislik ve çokça pratik deneyim gerektiriyordu. Kendi ellerimle kurduğum o anten, bana büyük bir özgüven kazandırmıştı.
İlk QSL Kartım ve Somutlaşan Bir Bağlantı
Günümüzde dijital logbook'lar (kayıt defterleri) yaygın olsa da, QSL kartları telsizciliğin en köklü ve romantik geleneklerinden biridir. Bir telsizciyle iletişim kurduktan sonra, bu bağlantıyı belgelemek için karşılıklı olarak gönderilen kartlardır. İlk QSL kartımı aldığımda hissettiğim mutluluk, tarif edilemezdi.
Uzak bir ülkeden gelen, üzerinde yabancı bir posta pulu olan, özenle tasarlanmış bir karttı. O kart, sadece bir kağıt parçası değil, aynı zamanda kurduğum bağlantının, harcadığım çabanın somut bir kanıtıydı. O kartı elime aldığımda, dünyanın ne kadar büyük ama telsiz sayesinde ne kadar da küçüldüğünü bir kez daha fark ettim. Her yeni QSL kartı, benim için birer zafer anıtıydı ve bu kartları toplamak, telsizcilik serüvenimin vazgeçilmez bir parçası haline geldi.
İlk Afet Haberleşme Deneyimi ve Sorumluluk Duygusu
Telsizciliğin en önemli yönlerinden biri de acil durum haberleşmesindeki rolüdür. İlk kez bir afet tatbikatına katıldığımda, üzerimdeki sorumluluğun ağırlığını hissetmiştim. Elektrik kesintisi senaryosunda, sadece telsizler aracılığıyla bilgi aktarımı yapıyorduk. Gelen ve giden tüm mesajları dikkatle dinlemem, doğru kişiye ulaştırmam ve net bir şekilde iletmem gerekiyordu.
O gün, telsizciliğin sadece bir hobi olmadığını, aynı zamanda topluma hizmet edebileceğim, kritik anlarda hayat kurtarabilecek bir yetenek olduğunu anladım. Mikrofon başında duyduğum o ilk "tamamdır, mesaj alındı" cevabı, bana paha biçilmez bir tatmin sağlamıştı. Bu deneyim, telsizciliğin ciddiyetini ve önemini iliklerime kadar hissetmemi sağladı.
Telsizcilik serüvenimde yaşadığım bu ilkler, bana sadece teknik beceriler kazandırmakla kalmadı, aynı zamanda sabır, azim, sorumluluk ve küresel bir topluluğun parçası olma hissini aşıladı. Her biri, bu heyecan verici hobinin kalbimdeki yerini pekiştirdi.
Siz de telsizciliğe başlarken yaşadığınız veya başka bir hobinizdeki "unutulmaz ilkler" nelerdi? Sizi en çok ne etkilemişti?
🌍 DX Maceraları
Dünyanın Öbür Ucuna Bir Sinyal: TA5ZD'nin DX Maceraları
Telsizciliğin en büyük heyecanlarından biri, dünyanın dört bir yanındaki amatör telsizcilerle bağlantı kurmak, yani DX yapmak. Uzak mesafeli iletişimler, sadece teknik bir başarı değil, aynı zamanda coğrafi ve kültürel sınırları aşan sihirli anlar yaratır. TA5ZD olarak mikrofon başında geçirdiğim her DX macerası, bana unutulmaz deneyimler yaşattı. İşte frekansların beni taşıdığı o uzak diyarlardan bazı hikayelerim...
İlk Büyük DX Başarısı: Avustralya Macerası
Telsizciliğe ilk başladığımda, Avustralya gibi uzak bir kıtayla konuşmak hayal gibi geliyordu. Birkaç denemeden sonra umudumu kesmeye başlamıştım ki, bir öğleden sonra 20 metre bandında temiz bir sinyal duydum: "CQ, CQ, this is VK2..." Avustralya'dan bir istasyondu! Kalbim küt küt atarken, hemen çağrıya girdim. Dakikalarca süren çabamın ardından, o sihirli an geldi: "TA5ZD, you're five by nine here in Sydney, Australia!" (TA5ZD, Avustralya, Sidney'den sinyaliniz 5/9 geliyor!)
O an hissettiğim sevinç ve gurur tarif edilemezdi. Sadece birkaç watt güçle, binlerce kilometreyi aşan bir sinyal göndermeyi başarmıştım. Bu başarı, bana telsizciliğin potansiyelini gösterdi ve DX tutkusunun fitilini ateşledi. QSL kartı geldiğinde (iletişimin yazılı onayı), o anı sonsuza dek saklayacağım bir anı olarak mühürlemiştim.
Tropik Bir Ada ve Beklenmedik Bir Sinyal: Pasifik Okyanusu'ndan Selamlar
DX yaparken bazen öyle beklenmedik yerlerden çağrılar alırsınız ki, haritayı açıp bakma ihtiyacı hissedersiniz. Bir gece 40 metre bandında, zayıf ama sürekli bir sinyal fark ettim. Sabırla dinledim ve sonunda anlaşılır bir anons geldi: "This is T30..." T30, Kiribati'nin çağrı kodu! Pasifik Okyanusu'nda, çok küçük bir ada ülkesiydi.
Okyanusun ortasında, karasal iletişim imkanlarının kısıtlı olduğu bir noktadan gelen bu sinyal, telsiz propagasyonunun ne kadar şaşırtıcı olabileceğini bir kez daha kanıtladı. Yaklaşık on beş dakika boyunca, karşılıklı raporlar alıp verdik ve Kiribati'den gelen bu nadir istasyonla bağlantı kurmayı başardım. Bu, benim için sadece bir DX değil, aynı zamanda dünyanın ne kadar bağlantılı olduğunu gösteren benzersiz bir deneyimdi.
"Ben Buradayım!" Dedirten Pile-Up'lar ve Sabır Gerektiren Anlar
DX avcılığının en zorlu ama bir o kadar da tatmin edici yanlarından biri "pile-up"lardır. Nadir bir DX istasyonu frekansa çıktığında, yüzlerce telsizci aynı anda çağrıya girer ve frekans dev bir uğultuya dönüşür. Bu karmaşanın içinde kendi sinyalini duyurmak gerçek bir ustalık ve sabır gerektirir.
Bir keresinde, Antarktika'daki bir araştırma istasyonuyla (muhtemelen VP8) iletişim kurmaya çalışıyordum. Frekansta tam anlamıyla bir kaos vardı. Dakikalarca dinledim, istasyonun ne zaman kısa bir aralık bıraktığını yakalamaya çalıştım ve doğru zamanda çağrıya girdim. Kalbim göğsümden fırlayacak gibiydi. Sonunda, o zayıf ses duyuldu: "TA5ZD, you're in!" (TA5ZD, girdin!) O anki rahatlama ve zafer duygusu paha biçilmezdi. Bu tür anlar, telsizcilikte sabrın ve doğru stratejinin ne kadar önemli olduğunu öğretir.
Coğrafyayı ve Kültürleri Birleştiren Bağlantılar
Her DX bağlantısı, benim için sadece bir iletişim değil, aynı zamanda dünyanın farklı köşelerinden insanlarla kurulan minik bir bağdır. Japonya'dan bir Samurai telsizciyle Sakura (kiraz çiçekleri) hakkında konuşmak, Brezilya'dan bir amatörle futbol tutkusu üzerine sohbet etmek veya Norveç'ten bir telsizciden Kuzey Işıkları'nın hikayesini dinlemek... Bu anlar, telsizciliğin sadece teknik bir hobi olmadığını, aynı zamanda kültürler arası bir köprü olduğunu gösteriyor.
DX maceralarım, bana dünyayı evimden keşfetme imkanı sundu. Her yeni bağlantı, haritadaki bir noktayı daha aydınlattı ve dünyanın ne kadar küçük ama bir o kadar da çeşitli olduğunu gösterdi. Frekanslar, benim için adeta bir zaman ve mekan makinesi gibi, beni uzak diyarlara taşıyor.
Siz de DX yaparken unutamadığınız, heyecan verici veya şaşırtıcı anlar yaşadınız mı? En uzak neresiyle bağlantı kurdunuz?
🤔 Komik/İlginç Anılar
Kahkahalarla Dolu Frekanslar: TA5ZD'nin Komik ve İlginç Telsiz Anıları
Telsiz başında geçirdiğim her an, bana sadece teknik dersler değil, aynı zamanda tebessümle hatırlayacağım birçok anı da hediye etti. Bazen kendimi komik bir durumun ortasında buldum, bazen de telsiz dünyasının ne kadar şaşırtıcı olabileceğine tanık oldum. İşte TA5ZD'nin frekanslardan sızan kahkahaları ve akılda kalan o ilginç anılarından bazıları...
"Alo, Orada Kimse Var Mı?" ve Beklenmedik Misafirler
Telsizciliğe ilk başladığım zamanlar, heyecanla çağrı yapıyor ama çoğu zaman cevap alamıyordum. Bir gün yine "CQ, CQ, CQ, burası TA5ZD, çağrı yapıyor" diye boşluğa seslenirken, ansızın gelen bir sesle irkildim: "TA5ZD, burası Sultan." Önce bir an şaşırdım, sonra bunun sadece bir telsizci olamayacağını fark ettim. Frekansın hemen yanından, komşumun evinden bir kadının televizyonda duyduğu sesime cevap verdiğini anladım! Meğer benim sinyalim, televizyonun ses sistemine karışmış ve komşum da beni kendi evinden duymuş. Bu olay, telsiz sinyallerinin ne kadar "sürprizli" olabileceğini ve bazen hiç beklemediğiniz yerlerden geri dönüşler alabileceğinizi gösterdi. Gülmekten kendimi alamamıştım!
"Dil Bariyeri ve Uluslararası Espriler"
Uluslararası telsiz görüşmeleri, bazen dil bariyerlerini aşan komik anlara sahne olabilir. Bir keresinde İspanyol bir telsizci ile iletişim kurmaya çalışıyordum. Benim İspanyolcam sınırlı, onun İngilizcesi de pek iyi değildi. Konu bir şekilde hava durumuna geldi ve ben "It's raining cats and dogs here!" (Burada bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor!) demeye çalıştım. Karşı taraftan uzun bir sessizlik, ardından ise "Ah, perro y gato... ¿Tienes muchos animales en casa?" (Ah, köpek ve kedi... Evinde çok hayvan mı var?) diye bir soru geldi. Deyimin çevirisini birebir alıp benim evde bir hayvanat bahçesi kurduğumu sanmıştı! Bu yanlış anlaşılma, her ikimizi de kahkahalara boğmuştu. İletişim, bazen en komik haliyle dil bariyerlerini zorlayabiliyor.
Telsiz Kazaları ve Unutulan Mikrofonlar
Hepimizin telsiz başında yaşadığı "kazalar" vardır. Bir keresinde, yeni bir anten kurmuş, ayarlarını yapmaya çalışıyordum. Bağlantıları kontrol ederken mikrofonu açık unutmuşum ve tüm telsiz camiası, benim kendi kendime mırıldanmalarımı, anahtar seslerini ve hatta düşen bir pense sesini canlı yayında dinlemiş! Birkaç dakika sonra bir arkadaşım frekanstan seslendi: "TA5ZD, sanırım telsizini açık unutmuşsun, burası şantiye gibi!" O anki utancım, daha sonra komik bir anıya dönüştü. Telsizcilikte dikkatsizliğin, bazen eğlenceli sonuçları olabiliyor.
Çocukların Gözünden Telsiz: "Konuşan Kutu"
Evdeki küçük yeğenlerim, telsiz istasyonumu her zaman büyük bir merakla incelerler. Bir gün en küçük yeğenim, mikrofonu eline alıp "Alo, alo, konuşan kutu, beni duyuyor musun?" diye bağırmaya başladı. Tam o sırada birisi cevap verdi: "Evet küçük dostum, seni duyuyorum. Sen kimsin?" Yeğenim, bu beklenmedik cevaba çok şaşırmış, gözleri faltaşı gibi açılmıştı. O an, telsizciliğin çocuklar için ne kadar büyülü ve şaşırtıcı bir dünya olduğunu bir kez daha fark ettim. Çocukların saf merakı ve telsizin sihirli "konuşan kutu" imajı, bu anıyı unutulmaz kıldı.
Telsiz maceralarım, sadece teknik bilgilerle değil, aynı zamanda kahkahalarla ve ilginç anılarla dolu. Bu anılar, hobimi daha da keyifli hale getiriyor ve frekanslarda gezinirken yüzümde bir gülümseme oluşturuyor. Sizlerin de telsizcilik serüveninizde yaşadığınız komik veya ilginç anılar var mı? Duyduklarınız veya yaşadıklarınız sizi hiç şaşırtmış mıydı?
📈 Öğrendiğim Dersler
Telsiz Tutkusu ve Öğrenilen Dersler: TA5ZD'nin Serüveni
Telsizcilik, sadece bir hobi olmanın ötesinde, içinde sayısız dersi barındıran zengin bir dünya. TA5ZD olarak bu büyülü dünyanın kapılarını araladığım günden bu yana, mikrofon başında geçirdiğim her an, bana yeni bir şeyler öğretti. İşte telsiz maceralarımdan damıttığım ve hayatıma yön veren o önemli dersler...
İletişimin Gücü ve Önemi
Telsizcilik bana iletişimin sadece kelimelerden ibaret olmadığını öğretti. Frekanslarda yankılanan sesler, coğrafi sınırları aşarak insanları bir araya getiriyor. Farklı kültürlerden, farklı yaş gruplarından insanlarla kurulan bağlar, aslında hepimizin ortak bir noktada buluşabildiğinin en güzel kanıtı. Özellikle afet durumlarında telsizciliğin hayat kurtarıcı rolünü deneyimlemek, doğru ve hızlı iletişimin ne denli kritik olduğunu gözler önüne serdi. Bazen tek bir kelime, tek bir yönlendirme, büyük farklar yaratabiliyor.
Sabır ve Azmin Değeri
Telsizcilikte sabır, altın değerinde bir erdemdir. Bazen günlerce doğru frekansı arar, istediğiniz istasyona ulaşmak için defalarca deneme yaparsınız. Kopan bağlantılar, parazitler, anlaşılamayan sinyaller... Bunlar, telsizcinin yol arkadaşlarıdır. Ancak bu zorluklar karşısında pes etmemek, denemeye devam etmek, sonunda başarıya ulaşmanın anahtarıdır. Tıpkı hayatta olduğu gibi, telsizde de azimle çabaladığınızda imkansız görünen hedeflere ulaşabileceğinizi fark ettim.
Teknik Bilgi ve Sürekli Öğrenme İsteği
Telsizcilik, teknik bilgi birikimi gerektiren bir alandır. Anten teorilerinden elektronik devre bilgisine, modülasyon çeşitlerinden frekans planlamasına kadar birçok konuda bilgi sahibi olmak gerekir. Ancak telsizcilik bana asıl olarak, sürekli öğrenme isteğinin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Teknoloji sürekli gelişiyor ve telsiz dünyası da buna ayak uyduruyor. Merak etmek, araştırmak, yeni şeyler denemek ve eski bilgileri tazelemek, bu hobiyi canlı tutmanın ve her zaman bir adım önde olmanın yolu. Her yeni bilgi, telsiz deneyiminizi daha da zenginleştiriyor.
Problem Çözme Becerileri
Telsiz başında karşılaşılan her sorun, bir problem çözme egzersizidir. Neden sinyalim zayıf? Sesim neden bozuk geliyor? Antenimi nereye konumlandırmalıyım? Bu tür sorular, sizi düşünmeye, araştırmaya ve farklı çözümler üretmeye iter. Bazen basit bir kablo bağlantısı, bazen de karmaşık bir elektronik devre arızası... Her biri, analitik düşünme ve pratik çözümler geliştirme becerilerinizi geliştirir. Telsizcilik, sadece konuşmak değil, aynı zamanda düşünmek ve çözüm üretmektir.
Topluluk ve Paylaşım Ruhu
Telsizcilik camiası, yardımlaşma ve dayanışma ruhunun en güzel örneklerinden biridir. Bir sorun yaşadığınızda, bir bilgiye ihtiyacınız olduğunda, her zaman size yardımcı olmaya hazır birileri vardır. Deneyimler paylaşılır, bilgiler aktarılır. Bu topluluğun bir parçası olmak, yalnız olmadığınızı hissettirir ve bu, gerçekten değerli bir duygu. Telsiz, insanları bir araya getiren güçlü bir köprüdür.
Sonuç olarak, TA5ZD olarak telsiz başında geçirdiğim her an, bana sadece teknik bilgiler değil, aynı zamanda hayatın kendisine dair önemli dersler verdi. İletişimin gücü, sabrın önemi, sürekli öğrenme arzusu, problem çözme yeteneği ve topluluk ruhu... Tüm bunlar, telsizciliğin bana kattığı ve hayatımın her alanına yayılan değerli kazanımlar. Bu tutkunun peşinden gitmek, bana sadece yeni frekanslar değil, aynı zamanda yeni ufuklar açtı.
Siz de telsizciliğin sunduğu bu eşsiz deneyimlere tanıklık ettiniz mi? Neler öğrendiniz?
Yakında Gelecek Deneyimler:
Yakında Gelecek Deneyimler: Telsiz Ufuklarım ve Yeni Hedeflerim
Telsizcilik serüvenimde geriye dönüp baktığımda öğrendiğim dersler paha biçilmez. Ancak bu yolculuk, bitmek bilmeyen bir keşif alanı sunuyor. Telsiz dünyası, sürekli gelişen teknolojileri ve yeni maceraları ile beni her zaman bir sonraki adıma davet ediyor. İşte yakın gelecekte telsiz ufuklarımda beliren ve sabırsızlıkla beklediğim yeni deneyimler:
Dijital Modlar ve Yeni Nesil İletişim
Geleneksel telsizciliğin yanı sıra, dijital modlar son yıllarda büyük bir ivme kazandı. DMR, Fusion ve D-Star gibi dijital telsiz sistemleri, bana daha net ses kalitesi, veri aktarım imkanları ve dünya çapında daha geniş bağlantılar sunuyor. Bu modları daha derinlemesine öğrenmek, dijital köprüler (hotspotlar) kurmak ve farklı dijital ağlara dahil olmak, telsizcilik deneyimimi bambaşka bir boyuta taşıyacak. Bu sayede, belki de dünyanın öbür ucundaki bir telsizciyle, sanki yanımdaki biriyle konuşuyormuş gibi net bir şekilde iletişim kurabileceğim.
Uydu İletişimi: Uzayın Sınırlarına Dokunmak
Telsizciliğin belki de en büyüleyici alanlarından biri uydu iletişimi. Dünya yörüngesinde dönen amatör telsiz uyduları aracılığıyla iletişim kurmak, kulağa bilim kurgu gibi gelse de, aslında gerçek ve erişilebilir bir deneyim. Henüz bu alanda çok acemi olsam da, doğru ekipman ve biraz sabırla bu heyecan verici dünyaya adım atmayı hedefliyorum. Bir gün, bir uydunun üzerinden geçen sinyallerle iletişim kurarak, "uzaydan" bir QSO yapmak, telsizcilik kariyerimin en önemli anlarından biri olacak.
QRP Çalışmaları ve Taşınabilir İstasyonlar
Telsizcilikte QRP (düşük güç) çalışmaları, daha az enerjiyle daha uzak mesafelere ulaşma sanatı olarak bilinir. Bu, hem çevreci bir yaklaşım hem de telsizcinin becerilerini test eden bir meydan okumadır. Aynı zamanda, taşınabilir istasyonlar kurarak doğayla iç içe iletişim kurmak da yakın gelecek planlarım arasında. Bir dağ zirvesinden, bir kamp alanından veya bir sahil kenarından dünya ile bağlantı kurmak, telsizcilik ve doğa tutkusunu birleştiren eşsiz bir deneyim vaat ediyor. Bu, aynı zamanda kriz anlarında veya doğal afetlerde taşınabilir iletişim kurma yeteneğimi de geliştirecek.
Anten Denemeleri ve Kendi Ekipmanımı İnşa Etmek
Telsizciliğin temelinde, iyi bir antenin yattığına inanıyorum. Farklı tipte antenler tasarlamak, inşa etmek ve performanslarını test etmek, benim için bitmek bilmeyen bir öğrenme sürecidir. Yakın gelecekte, daha karmaşık antenler inşa etmek, kendi radyomu veya transverterımı (frekans dönüştürücü) yapmak gibi projelerle elektronik ve mühendislik bilgilerimi daha da derinleştirmek istiyorum. Kendi ellerimle inşa ettiğim bir ekipmanla iletişim kurmak, tarifsiz bir tatmin sağlayacaktır.
Topluluk İçindeki Rolümü Geliştirmek
Telsizcilik sadece teknik bir hobi değil, aynı zamanda güçlü bir topluluğa sahip. Yakın gelecekte, bu topluluk içinde daha aktif roller üstlenmeyi hedefliyorum. Belki yeni telsizcilere mentorluk yapmak, kulüp etkinliklerine daha fazla katılmak veya acil durum haberleşme tatbikatlarında daha fazla sorumluluk almak... Telsizcilik bilgimi ve deneyimimi başkalarıyla paylaşmak, bu hobinin benim için ne kadar değerli olduğunu bir kez daha kanıtlayacak.
Telsiz ufuklarım genişlemeye devam ediyor ve her yeni hedef, beni daha da heyecanlandırıyor. Bu sürekli öğrenme ve keşif yolculuğu, telsizciliğin neden bu kadar büyüleyici bir hobi olduğunun en güzel kanıtı. Gelecekteki maceralarımda bana eşlik edecek yeni frekansları ve yeni dostlukları şimdiden merak ediyorum.
Sizlerin telsizcilikte hedeflediğiniz yeni deneyimler neler? Hangi alanlarda kendinizi geliştirmeyi planlıyorsunuz?
73 de TA5ZD
"Havayı dinlemeye devam edin!"